Yazarın Özgeçmişi


Diğer Yazıları

ÖĞRETMEN ROTASYONU NEDİR NE DEĞİLDİR

23 Kasım 2014 Pazar 14:16

Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Taslağının yayımlanması ile birlikte öğretmenlerin zorunlu yer değiştirmesi bir başka deyişle rotasyon uygulaması gündemde ki  yerini koruyor. Kamu kurumlarında yaklaşık iki milyon çalışandan  760 binin öğretmenlerden oluştuğu düşünüldüğünde öğretmene rotasyon konusunun daha çok tartışılacağı anlaşılıyor.

Yıllar önce üç büyük öğretmen sendikasının zorunlu yer değiştirmeye yeşil ışık yakmasıyla başlayan rotasyon polemiği iş ciddiye binince aynı sendikalar tarafından bu kez,  gerekli yasal alt yapı yok, süre çok az tercihler yeterli değil, res’en atama asla olmamalı, iller arası katiyen olmamalı, ilçe bazlı olmalı, öğretmenin huzurunu kaçıracak moral ve motivasyonunu düşürecek, kavimler göçüne neden olacak tarzında itirazlarla birlikte genel olarak öğretmenin sosyal çevresini değiştirmeyecek zorunlu yer değiştirmeye sıcak bakmakla birlikte, Milli Eğitim Bakanı sayın Nabi AVCI’ nın büyük şehirlerde kilitlenme var, bu nedenle eş, sağlık vb zorunlu atamaları yapamadıklarını, bir tarafta büyük şehirlere gelmek isteyenler ile gitmek istemeyenler arasında bir denge kurulması gerektiği ile ilgili beyanları süreçte geri dönülmeyeceği yorumlarına yol açıyor.
Kamu kurumlarında görev yapanlar ile ilgili yasal düzenlemeler yapılırken yine kamu yararı ve hizmet gerekleri gözetilerek yapılmalıdır. Rotasyon uygulamasında kamu yararının gözetilip-gözetilmediğini bilmiyoruz ancak alandan gelen seslere kulak verildiğinde zorunlu yer değiştirmenin eğitim-öğretime ivme kazandıracağı yıllardır hantal yapılara bürünen bazı eğitim kurumlarına dinamizm getireceği düşünülüyor.
Bazı eğitimci arkadaşlardan edindiğim bilgilere göre; şehirlerin en gözde okullarında yıllardır görev yapan öğretmenlerin heyecanlarını yitirdiğini, her türlü yeniliğe ve teknolojiye kapalı olduklarını, okul idaresi ile sürekli problem yaşadıkları okul müdürünün bile 8 yılla sınırlı görev süresinin yanında onların bu okullarda süresiz görev yapmalarının kamu yararına olmadığını, yeni gelen öğretmenlere baskı kurmak suretiyle onları da etkisiz hale getirdiklerini mevcut bu durumun öğrencinin aleyhine olduğu eleştirilerine neden oluyor.
Bir başka sorunda ülkemizin gelişmişlik durumundan kaynaklı sınıflar arasındaki uçurumun eğitime ve dolayısıyla öğretmenlik mesleğine yansımasıdır. Örneğin Ankara’nın Çankaya ilçesindeki  bir okulun öğrenci ve veli profili ile aynı ilin Ayaş ilçesinin kenar mahallesindeki bir okulun öğrenci ve veli profili karşılaştırıldığında Çankaya’da görev yapan öğretmenin Ayaş ilçesine gitmek istemeyişini saygıyla karşılamakla birlikte  idealist öğretmenlerin iyi çevrenin öğretmeni olmaktansa kötü çevrede iyi öğretmen olmayı yeğledikleri de bilinen bir gerçektir.
Türkiye’nin de yıllardır girmek istediği ve bütün uygulamalarını örnek aldığı Avrupa Birliği ülkelerinden görev yapan öğretmenlerin görev yapma süreleri ile ilgili bilgiler vermek istiyorum. TALIS (Uluslararası Eğitim ve Öğrenme Anketi ) verilerine göre Avrupa Birliği ülkelerinde Ortaokul öğretmenlerinin 1/3 oranında 10 yıl ve üstü aynı okulda görev yapmakta iken, bu oran ülkemizde ise % 6 oranına tekabül etmektedir.
Son olarak öğretmenlerin zorunlu yer değiştirmesi konusunun karşılıklı atışmaların siyasi malzemelerin günü birlik siyasetin ve günü kurtarmanın ötesinden çok ciddi bir konu olduğunun bilinmesini, yapılacak yasal düzenlemelerin kısa, orta ve uzun vadeli planlar dahilinde ele alınmasını,  öğretmenlerimizi mutlu edecek, mağduriyetler yaşatmayacak bir yasal düzenlemenin yapılacağı ümidiyle…
Saygılarımla.

İhsan DOĞAN
       

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #
Murathan
Komple kaldırın. Kamuda hizmet alımı olmazsa işsizlik alır başını gider. Hizmet alımı yani taşeron, kamuya girmeli. Hem istihdam artar hem işsizlik bir nebzede olsa geriler.